14 Aralık 2009 Pazartesi

Dansçılar



Tipe bak. Kamil.


Dans etmeyi çok seviyorum. Modern dans, halay, kolbastı, misket, tango, salsa, latino, Clubber Dansı(nasıl oluyo bende bilmiyorum sallıyorum bişiler), RNB, DEATH METAL! fln filan. (oha death metal dansı ne olm!)

Ama gel gelelim, dansçıların dans ederken suratlarında beliren ifadeleri ve hareketlerin abartı olmasını hiç sevmiyorum. Demek istiyolar ki:

1- Çok iyiyim
2- Baklavalarım güllüoğlundan.
3- Alemi donumda sallarım.

Neden bu kadar bilendim tam bilmiyorum. Kıskansam kıskanıyorum derim. Ayrton Senna'yı kıskanıyorum mesela. Keşke aramızda olsaydı.

Kısmet.



30 Kasım 2009 Pazartesi

Neşeli Günler

2 gün önce Neşeli Günler adlı Yeşilçam'ın güzide filmlerinden birini izliyordum. 1054 kere izlediğim için gene öyle baygın gözlerle bakmakla yetinmekteydim.

(bu kısmı teyze gibi anlatıcam)Ama çocuğun gelip: 'Ben senin oğlunum' demesi ve Münir Özkul'un elindeki turşuyu düşürmesi sırasında, sen gözlerim bir doldu. İstem dışında ben bir ağlamaya başladım. Bir yandan gülüyorum bir yandan ağlıyorum.

Durdum sonra şarkı söyleyerek kafamı dağıttım. oh.


dip not: bilinç altında sevgili özlemi vardı sanırım ondan böyle oldu. Hani adam göremedi çocuğunu yıllardır bende göremedim fln bilinçaltında Koptik dediğimiz sıvının yayılmasını sağlayan bu süreçte ve yayın ile yapımda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

29 Kasım 2009 Pazar

Kayış

Digiturk sinyal vermiyor.
İnternet gidip geliyor.
Eda'ya mesaj attım ama gurbet ellerde ve cevap veremiyor.
Okan Bayülgen'e bakıp bakıp hayıflandım.
Bir şeyler yapma zamanımın yaklaştığını hissediyorum.
Bazı arkadaşlarımla aramın düzgün olmadığını çözemedim.
Biraz boşlukta gibiyim.
Eda gelse de kurtarsa beni darlanmaktan.
Eda'yı çok özledim ve dün onu google'da arattım.
Venedik'te ki pizzacıyı ve ustasını özledim.
P.O.D - Roman Empire dinliyorum çok güzel.
Yarın tek başıma caddebostan sahile gidip üşümek istiyorum.
Belki kafam yerine gelir.

Biraz boşlukta gibiyim.
Eda gelse de kurtarsa beni darlanmaktan.

26 Kasım 2009 Perşembe

Eğlenmek

Tek başıma evde eğlence yaratmak çok güzel bir şey. Mesela son eğlencem merdivenlerden aşağı bir şeyler atmak. Evet evimiz iki katlı, bunuda bir güzel vurguladım ooh. Müziğimi açıyorum, zıplaya hoplaya dişlerimi fırçalamaya gidiyorum. Sonra espriler yapıp kendi kendimi eğlendiriyorum.

Tek başına çok fazla eğlenen biriyim ama bu artık manyaklık boyutuna geldi. Hasta olmanın ve evden çıkamamanın verdiği gazla iyice sıçtım. Üstüme sıçtım hatta.

Burdan aldığım ilaçlara selam yollamak istiyorum.

Strefen, Kloroben, Supradyn, Imuneks, Zitromax ve Minoset Plus.


25 Kasım 2009 Çarşamba

kaba et ile meslek bulmak

İnsanlar kızlı erkekli dışarı çıktığı ve eğlendiği gecelerde, gruptan birinin mutlaka digital compact bir fotoğraf makinesi vardır. Flaşı çok acaip patlar herkes kör olur vs. Bu fotoğraflarda fotoğrafı çekilen kişiler dışında arkadaki çok acaip insanlarda mesela iş yapar. 2005 rockn'coke ta böyle bir şey başıma gelmişti. Benden daha ilgili biri vardı fotoğrafın gerisinde. Acaba bunu bir meslek haline mi getirsem?

22 Ekim 2009 Perşembe

Kadınların değişik tercihleri

Arabalar konusunda kadınların çok ilginç tercihleri var.

Bir kısımı Mercedes A-150, Nissan Micra tarzı bayanlara hitap eden arabaları seviyor.

Kalan diğer kısım ise BMW 650i, 550i, Jaguar XF, Jaguar S-Type, Mercedes CLS 55 AMG hatta BENTLEY gibi erkeklerin tercih edeceği arabalara biniyor.İşin ilginç yanı bu arabaların hakkını da baya bir veriyorlar bence. Sağdan sağdan 50 ile gitmiyolar en basitinden.

Ama dün bir kız arkadaşımın yaptığı kazayı anlatmasından sonra zıplayarak güldüm. Dediği şey şuydu: "Ben gidiyodum, takside gidiyor zannettim. Arkasına girdim ve vurdum. Aslında taksi gitmiyomuş, gidiyo sandım." Aa-oo güle güle.


Diyeceğim şudur ki, değişik tercihleri olan bu kadınlara gönülden destek veriyor, düzgün kullanmalarını temenni ediyorum.


Heyecan

Blog'u açtıktan sonra hiçbir şey yazmayarak gönüllerde taht kurdum adeta. Yazıcak çok şey geldi aklıma aslında ama sonra vazgeçtim falan filan.Lafı fazla uzatmadan yazayım yazacağımı.



Geçen gün fark ettim ki hayatta beni heyecanlandıran bişiler var. Ama normal bi heyecan değil bu çok farklı. Adeta gözlerimden ışıklar çıkıyore. Kalp atışlarım hızlanıyor, enerji doluyorum =D. Duyduğumda veya düşündüğümde heyecanlandığım bu şeyleri sıraya göre veya önemine göre değil kaba etimin yardımıyla yazıyorum ^^.


İlk anlatacağım heyecanlarımdan biri 'Fotoğraf'. Orta-2'de Canon EOS300 analog slr makinamı alarak başladım fotoğraf macerasına. Analog makinayla başlamak ve karanlık odayı öğrenmek işin mutfağını öğrenmem de çok büyük katkı sağladı bana. Yıllar yıllar sonra üniversite-1'de dijital slr makinaya geçerek bambaşka bir dünyaya girdim adeta. Okul dergisinde çalışmamda eklenince tadından yenmedi. Sonra gittim Canon AE-1 aldım. Yetmedi Nikon F-3 aldım. Sonra çıldırdım, gidip Hasselblad 500CM aldım. Hasselblad orta format bir makina olup, orta formatın babasıdır adeta. Çok fazla fotoğraf çekemedim dayıyla ama haftaya başlıyorum inşallah ^^. Fotoğrafı düşündükçe ve çektikçe çok fazla heyecanlanıyorum yahu. Öyle böyle değil. Resmen arka fonda 'Everybody dance now!' çalıyore.



Diğer bir heyecan faktörümde (gözlerim dolucak gibi olm o_o), bir çok kişi içinden tahmin etti bile bence =D, tabi ki ///Motorsport3. Kısaca M3. Küçük yaştan arabalara sarmanın verdiği furyanın sırık kadar oluncada devam etme sendromuymuş doktor söyledi. Küçükken sen bütün BMW modellerine binersen, vücut belli bir yaştan sonra gene binmek istiyor. M3'ü gördükçe, duydukça, izledikçe heyecan sarıyor dört bir yanımı. Aptal bişi gibi geliyor böyle yazınca ama engel olamıyorum malesef. Jeremy Clarkson (Top Gear) M3 Saloon'un tanıtımını yaparken gözlerim dolmuştu mesela. Böyle saçma sapan şeyler mevcut sorry ^^.


Kalbin ağzından çıkıp koşarak gidicekmiş gibi olursun bazen. Çok farklı bir heyecan yaşarsın ama kelimelere dökemezsin bunu, şu an olduğu gibi.

İyi ki varsın kuzu =)



17 Ağustos 2009 Pazartesi

Naber

Selam;

Bende blog açtım. Diceksin sonuç ? Dicem ki kuş.
Neden bugüne kadar açmadım ? Yazı yazamıyorum ki.
Peki neden açtın ? Belki yazarım.
Peki yazarsan ? İçimden ne geçiyosa yazarım.
Ne geçiyo ? Şaka gibi bi template yapmak sonrada uyumak.
Kimle uyican? Onla.
O kim ? Sanane.


hoşbulduk.