1 Aralık 2010 Çarşamba

Blogmation

Sniper var. O yüzden kısa kesicem, blogu yeniledim. Artık yazıda ya...

Ses

Askerden geldikten sonra bana bir haller oldu. Sakin ortamlarda bulunduğum zaman, kulağıma bağrışmalar, uğultular fln geliyor. Beynimi pipetle çekiyolar sanki. Bu seslere ve kafamdaki olaylara biraz odaklanınca şunu fark ettim:

Bu tepkileri askerde uyumaya veya dinlenmeye çalıştığım zaman duyuyordum hep. Çünkü etrafta hep insan var ve sürekli ses var. Gece uyumayanı var, türkü söyleyeni var, terlik savaşı yapanı var. Bizde baya kafa sikmiştik gerçi o da ayrı mesele tabi.

Herkes bana, Ben sana hayran.

Şunun tatlılığına bak. İlk defa dondurma yiyen çocuk gibi.


Kazunori Yamauchi'nin şu hayatta yaptığı en güzel şey bir simülatör üretmek oldu. İyi bir aile babası olabilir. Vergilerini veren, piller ile plastik ve metal çöpleri ayıran biri de olabilir. Ama benim umrumda mı?

Gran Turismo 5'i yaptıktan sonra; pili, plastiği ne yapayım ben!

Evet sonunda çıktı. Evet sonunda delirdim. Şu an Experience ve Cr(GT5 para birimi) kasmaktayım.

Oyunda eksikler var. 1gb büyüklüğünde bir eklenti gelicekmiş. Her şey o zaman düzelebilir ve yeni arabalar gelebilir.


Allahın izniyle oyuna dönüyorum.


Teğmen Çankaya

3.Topçu Taburu 1.Batarya'dan devrem Nurullah, çarşıda yediklerinden dolayı zehirlenmişti. İlk başlarda pek ciddiye almadık. Çünkü her şeyden kaytarmaya yer arayan biri olduğu için ilgilenmedik. Fakat çocuktan terler akmaya başlayınca Nöbetçi Subaya durumu bildirdik.

Teğmen Çankaya sağolsun çok ilgilendi. Koğuşlara kadar gelmişti. Sonra dedi ki, arabama bindirin revire gidelim. Açıkçası çok heyecanlandım çünkü aylar sonra bir arabaya binicektim. Nitekim bindim, motor çalıştı ve gitmeye başladık. 2.5 ay boyunca her yere yürüyerek gittikten sonra araba gitmeye başlayınca manyak oldum. Teğmen Çankaya radyoyu açtı. Sertab Erener - Koparılan Çiçekler çalıyordu. Yeni yeni çıkmış fakat her gün Arabesk Şarkılar dinleyip Halaylar çektiğimiz için haberimiz yoktu. Şarkıyı dinlemek o kadar iyi geldi ki anlatamam. O araba yolculuğu boyunca koptum gittim resmen askeriyeden.

Sonra herkesi sinir edene kadar şarkıyı söyleyip durdum. Sonrada askerlik bitti zaten.



Can Küngör
Topçu Çvş.
1.BT Mu.Ks.K.
333.KD

26 Eylül 2010 Pazar

Sikerken düşündüren bir yer, Ulukışla.

Gerçekten çok ilginç bir askerlik yaptım. Ama bunu 3 farklı yazıda anlatıcam.
1- Askerlik öncesi
2- Acemilik
3- Usta birliği


Sonrasına hiç girmicem zaten o başlı başına başka bir konu.

Özet olarak şunu söylim,

Tanrım beni baştan yarat.

11 Nisan 2010 Pazar

Yaylalar-1

Ve beklenen gün geldi. Yarın birliğe katılıyorum. Vur vur dağcı komando sesleriyle inleticem ortalığı. Birliğe girer girmez bağırmaya başlicam. BEN GELDDEAAAAAAAM!!!!

Zor bir süreç olmayacak. Çünkü kafamda her şeyi bitirdim. Sadece ilk hafta zorlanırım sanırsam. Sonrası kolay. Çok eğlenicem. Çok acaip adamlar olucak çünkü.

Müzik dinleyemeyecek olmak biraz kasıyor beni. Bide tabi arkadaşlarımı özlicem. Anamı babamı! GARDAŞlarımı!

Kuzu'yu bi ayrı özlicem.

İlk çarşı iznimde bir şeyler yazarım zaaar.


Muckyos!

not:G3 piyade tüfeğiyle ateş edicem olm!

27 Mart 2010 Cumartesi

Yaylalar-0

12 Nisan'da askere gidicek olan ben değil miyim?
Neden her gün bir gerginlikle geçiyor?
Kafamın rahat olması lazım değil mi?
Neden her şeye geriliyorum?
Düşündükçe zaten darlanıyorum.
Babam sağolsun baya yardımcı oluyor.
Herkesin ilgisi bir değişti zaten. İlginç.
Gerizekalı insanlarla uğraşmayacağum. Uğraşmayanlarla da uğraşmayacağum.


Do not reply this entry or ask a question about it.


ingilizcede biliyom la sonda belirtiim dedim. Bide iyi seviyede Lazca biliyorum.

22 Mart 2010 Pazartesi

garip

Nedense hayatımda ki insanlara karşı yaptığım bazı şeylerin karşılığını alamadığımı düşünüyorum. Özveride bulunuyorum diye karşı tarafta bulunması lazım değil. Ama azcıkta olsa insan bekliyor. Kendim özveride bulunup karşı taraftan göremeyince kendime sinirleniyorum. Neden yapıyorum ki ? Gene yaptığımla kaldım gibi düşünceler dolaşıyor kafamda. İçten içe sinirleniyorum. Yüzüne karşı söyleyemiyorum.

Her seferinde sinirlenmicem veya kafama takmicam desem de pek işe yaramıyor. Neyse alışıcam napalım.

Bu durumları benle paylaşan en yakın arkadaşım Mert'in askerde olmasıda durumumu yokuşa sürüyor. Mert'in ilginç bir ikna kabiliyeti var üzerimde. Söylediklerini kabullenip kafamı rahatlatıyorum.

İnsan önce kendini düşünmeli. Ama ben yapamıyorum. Kendimi çok yoruyorum. İnşallah boka sarmaz.



Kısmet.

21 Ocak 2010 Perşembe

Mirror's Edge



E3 oyun fuarından 10 üzerinden 9 puan alarak 2008'e damgasını vuran bir oyun.

E3, Electronic Entertainment Expo, bu sene 15-17 Haziran'da yapılıcak. Fuarın içeriği ise şirketlerin yeni çıkan oyunlarını kullanıcılarla buluşturmak. EA, Activision, Nintendo, Eidos, Blizzard, Capcom, Konami, Sony, X-box gibi firmaların yer aldığı fuarda oyunlar dışında hardware sistemlerde sunuluyor. X-box'ın veya Wii'nin yeni eklentileri veya oyunlarla ilgili yeni mecralar tanıtılıyor vs.

Mirror's Edge gerçekten bir çok açıdan çok iyi bir oyun. Zaten E3 gibi zor bir maratondan 10/9 puan almak gerçekten büyük bir başarı. Oyunun tarzı çok farklı. First-Person & Action-Adventure gibi değişik bir tarzı var. Hikayesi belki biraz sıradan olabilir ama oyun sizi içine çekiyor.

Oyunda kırmızı renkli cisimleri takip ederek gitmek gerekiyor. Mesela kırmızı borular, kırmızı kapı, kırmızı sandalye vs. Bugün Ikea'da yürürken gördüğüm kırmızı koltukların hepsinin üstüne basarak zıplamak istedim ve bugün ilk defa Ikea'nın tavanına baktım. Kırmızı borular gördüm. Bu bir işaret mi acaba?





17 Ocak 2010 Pazar

Pöf

aptal aptal triplerden sıkıldım.
her gün aynı şekilde yatağa gitmekten sıkıldım.
aynı arabaya binmekten sıkıldım.
aynı telefon zil sesinden sıkıldım.
bir olup bin olmamasından sıkıldım.
ses tonumdan sıkıldım.
istanbul'da ki aptal insanlardan sıkıldım.
bazen hamster gibi sıradanlaşan hayatımdan sıkıldım.
şu an bu yazıları ondan yazsamda , imac'imden sıkıldım.
Diana F+ aldım ve en yakın zamanda kullanmaya başlıyorum çünkü dijitalden sıkıldım.

öyle işte.

10 Ocak 2010 Pazar

Tecrübe


Küçüklüğümden beri arabalara çok meraklıyım. Herkes meraklı gerçi. Kendimi özel bir yere koymuyorum. Ama BMW markasına ilgim daha farklı oldu her zaman. Çünkü küçük yaşta 3-serisi 5-serisi gibi arabalara bindikçe bilinçaltımda yer etmeye başladı BMW. O deri kokusu hala burnumda. O yeni kokusu...

Bugün çok özel günlerimden birini yaşadım. O deri kokusunu tekrar burnuma çektim. Aynı küçükken aldığım o koku. O sert direksiyonu gene tuttum. Gene sağa sola çevirdim. Ama bu sefer araba çalışır haldeydi.

Bugün ilk defa BMW kullandım. 1 serisi. 118i. Siyah. 5-kapı. Kübra sağolsun arabasını paylaştı benimle. Yeri benim için bambaşka olan bu kişi, hayatımdaki ilklerden birini sağladı bana.

Etkileyici bir tecrübe yaşadım. Sert direksiyonu, sert gaz ve fren pedalları bana çok farklı şeyler hissettirdi. Çok heyecanlandım. Gözlerim doldu.


Teşekkürler BMW. Teşekkürler Kübra.